20 Mart 2012 Salı

Robert Fisk: Bu katliamın bahanesi cinnet olamaz

Robert Fisk’in Cumartesi gunu (17 Mart 2012) The Independent’daki kosesindeki “Madness is not the reason for this massacre” yazisinin Turkce cevirisi. (Kisa surede cevirmeye calistigim ve Turkce klavyem olmadigi icin affola..)


“Delirmis” asker hikayeleri canima tak dedirtiyor artik. Elbette bu tahmin edilebilirdi. Bu hafta Kandahar yakinlarinda 9’u cocuk 16 sivili katleden 38 yasindaki astsubay olaydan cok kisa bir sure sonra savunma uzmanlari ve beyin takimi kızlar, erkekler tarafindan “delirmis” ilan edildi. Afgan, özellikle de Taliban olsaydi, degil sadece kötü, ayni zamanda ahlaksız, akilsiz terörist ilan edilecekken,  simdi sadece cildiran bir adam olarak tanimlaniyor.


Bu, Irak’in Haditha kasabasindaki zivanadan cikan katil Amerikali askerleri tanimlarken yapilan sacmaligin aynisi. Hebron’da 25 Filistinliyi ölduren israil askeri Baruch Goldstein hakkinda da ayni kelimeler kullanildi- (Kandahar yakinlarinda birden “deliren” astsubaydan sadece saatler önce burada dikkat cekmistim)


Gazeteciler “anlasildigi kadariyla delirmis”, “muhtemelen delirmis“ diye acikladilar; “sinirleri bozulmus olma ihtimali olan bir asker” (The Guardian), “yaramaz/haydut Amerikan askeri” (Financial Times), “heyheyleri gelen” (the New York times), “hic kusku yok ki bir anlik delirme aninda” (le Figaro). Gercekten mi? Bunlara inanmamizi mi bekliyorsunuz? Bizim astsubay hakikaten tam anlamiyla delirmis olsaydi, Amerikali arkadaslarindan 16’sini öldürürdü. Arkadaslarini katledip, sonra bedenlerini atese verirdi. Fakat hayir, o Amerikalilari oldurmedi, Afganlari öldurmeyi tercih etti. Yani bilinçli bir tercih söz konusu. Oyleyse neden Afganlari öldurdu? Dun ögreniyoruz ki, arkadaslarindan birinin bacaginin koptugunu gormus. Bu mudur?


Kandahar’daki korkunc katliami aciklamaya calisanlar tarafindan Afgan olayi ilginc bicimde lobotomize edildi (kaldirildi) -sansurlendi. Birden Kur’an yakma olayini hatirladilar - Bagram’daki Amerikan birlikleri acik havada Kur’anlari atese vermislerdi, ve bu da ikisi Amerikan olmak uzere 6 NATO askerinin ölumuyle sonuclanmisti. Unutmamis olsalardi sasardim, bu son cinayetlerin her birinden sonra olan. Dikkate şayan ve baya onemli aciklama Afganistan’daki Amerikan ordusunun basindaki general John Allen’den tam olarak 22 gun once gelmisti. Gercekte bu o kadar alisilmadik bir aciklamaydi ki, daha sonrasi icin kaynak olarak kullanmak icin evrak dosyama koymuştum.


Allen, adamlarina “Persembe gunku ayaklanmalarda oldurulen 2 Amerikan askerinin ölumleri icin intikam zamani degil” diyor. Bir Afgan askeri 2 Amerikaliyi öldurdukten sonra misilleme yapmayi isteyebileceklerini ama ne olursa olsun direnmeleri gerektigini söyluyor. Allen “Bu kayıbın anlamini arastirirken bu gibi anlar olabilir; duygularinizin ofkeyle yonetildigi, ve misilleme yapma tutkusuyla doldugunuz anlar olacaktir, fakat simdi intikam zamani degil,simdi ruhlarinizin icine dogru bakmalisiniz, misyonuzu, disiplininizi ve kim oldugunuzu hatirlayarak” diye devam ediyor.


Simdi bu, Afganistan’daki ABD komutanindan gelen alisilmadik/olaganustu bir rica. En ust kademedeki general, sozde iyi disiplinli, elit, profesyonel ordusuna Afganlar’dan “intikam almak” icin degil, onlarin korunmalarina, beslenmelerine, egitimlerine, vb. yardim etmeleri gerektigini ve cinayet islememelerini söylemek zorundaydi. Vietnam’da generaller bu tarz seyler soylebilirdi biliyorum. Fakat Afganistan’da? Bu hale mi geldi? Korkarim ki evet. Cunku – ne kadar genellemelerden hoslanmasam da- oldukca fazla sayida bunlarla karsilastim ve genel olarak söyleyebilirim ki rutbelerde ne olduguna dair gayet iyi fikirleri var. ve Allen’in askerlerin Kur’an yakmalarini takip eden cinayetlerle hiddetlendiklerini, ve intikam almaya karar verebileceklerine dair subaylari tarafindan uyarildigi konusunda kuskuluyum. Boylece O, umutsuzca -manidar oldugu kadar sok edici aciklamasiyla- gecen pazarki katliami onlemek amaciyla davranmisti.


Bu cinayetleri bize anlatmak zorunda kaldiklarinda, “uzmanlar” tarafindan belleklerden tamamen silinmisti. General Allen’in soyledigi bu sozler hakkinda tek bir referans bile yoktu, cunku bu, bizim astsubayi “delirmis” olmaktan cikaracak, ve cinayetlerine olasi bir gerekce verecekti. Her zaman oldugu gibi, gazeteciler “katil asker” yerine “deli bir adam” yaratmak icin askerle yataga girdiler. Zavalli ahbaplar. Dellenmis. Ne yaptigini bilmiyor. Afganistan’dan bu hizda kacirildigina sasmamali.


Hepimiz kendi kucuk katliamlarimiza sahibiz.  My Lai katliami vardi, bizim kucuk My Lai’miz, İskoc kiyisinda Batang Kali adinda malezya köyunde acimasiz komunist direniscilerle bir catismaya oluyor ve 1948’de 24 silahsiz lastik iscisi ölduruluyor. Elbette biri de cikip diyebilir ki, Cezayir’deki Fransizlar Afganistan’daki Amerikalilardan daha da kötuydu, 6 ayda “ortadan kaybolan” 2000 Cezayirli.. Fakat bu, biz Saddam Huseyin’den daha iyiyiz demeye benziyor. Dogru, fakat ahlak icin nasil bir referanstir bu? Ve mesele budur; disiplin, ahlak, cesaret. Cesaret intikam icin öldurmek degil. Fakat kazanmayi niyetlendigin bir savasi kaybediyorsan- tabii ki Afganistan’i kastediyorum- umitlenmek icin cok fazla. General Allen zamanini bosa harciyor görünüyor.

yazinin orjinali icin:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder