12 Ocak 2013 Cumartesi

Köpük'ten / S. Karakoc


Portakal büyüsüdür yalayan seni beni 
Kentte başlarken gece horozun terk ettiği 
Bir kadını havlıyor taşıyor o ıssız köpekler ki 
Kırmızı bir karpuzun ortasından kesilen o köpekler ki 
Deniz mi dedin ne denizi 
Ben Kristof Kolomb'un uşağı değilim 
Ben ırmakçıyım denizci değilim 
Kulağımda ne bir aşk ne de bir kürek sesi 
Bir meydan uğultusu barbar bir inşaat sesi 
Bir kere kente girdin 
Bir kadını al onu yont yont anne olsun 
Her kadın acıma anıtı bir anne olsun 
Çocuklara açılan mavi kırmızı pencere anne 
Sen bu şehrin sokaklarından geç sonsuz pencerelerle 
Bir insanı al onu çöz çöz çocuk olsun 
Ve sonra yıpratılan ne 
Mavi bir alıkonan 
Bu köpekler neyi havlıyor hangi kadını 
Bu horozlar neyi ürperiyor çocukları mı 
Sabah ki marul ortası kırılan bir gemi direkte 
Vakit çiçek bozuğu bir akşam terkisi 
Bana ayrılan hangi Arap atının terkisi 
Hangi çadır düşüncesi ve çöl 
Bir mermerin rüzgârdaki savruluşu çöl 
Kadın giyeceklerinin kıvranışı kızılda 
Bir kırmızı biber salgını develer 
Yeter suyun anıtlaşması çelik çelik biatı 

Bir kere kente girdin 
Felçli kadın karyolaya bağlı Haliç 
Engenlik gençkızlık işletmesi karyola ki 
Bekâr bir ölümün fener alayı şöleni 
Azrailin boyuna bülûğa erdiği gerdeği girdiği 
Eleni Eleni karyolada düşünen kadın 
Yalnız ve som karyolada düşünen kadın 
Her erkeği papaz sanıp günah günah olarak çıkartan 
Her gece güneşi ısıran 
Köpekler neyi havlıyor hangi gülü 
Horozlar neyi ürperiyor savaşı mı 
Bir yumurta ortasında gece yarısı 
Sen ey şair ki ellerini kollarını çarmıha gerdin 
Ölüm ki tabiatüstü hayatların menaceri 
En yeni buluşu intihardır

Sezai Karakoç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder