5 Aralık 2011 Pazartesi

leibniz üzerine beş ders


gilles deleuze'nin 5 dersini içeren, ulus baker tarafından türkçeye çevrilmiş kabalcı yayınevi kitabı. okuduğum ilk deleuze kitabı olmasına rağmen benim için bir bakıma deleuze'e giriş kitabı da olmayı başardı. çünkü deleuze okuruyla bütünleşmesini bilenlerden; kitap derslerden oluştuğu için de koptugunuz anda deleuze yakalıyor sizi hatta o kadar ki kendinizi deleuze ile konuşurken bulabilirsiniz. gerçi bazı yerlerinde de ne diyor bu adam diye şaşırıp kalabiliyorsunuz. bir örnek vermek gerekirse; 3.dersin ortalarında derse bir müdahele olur ve deleuze'nin tepkisi;

"... ya... vah vah...yazık.. beni perişan etti... biliyorsunuz, konuşmak çok kırılgan bir şey. yazık.... ah yazık... istersen bir gün seni bir saat bırakayım, konuş; ama şimdi değil... yazık... kara delik gibi..." (bu dersi canlı dinleyenlerden biri olsaydım, sanırım bu konuşmadan sonra gülmekten iptal olup dersi dinleyemezdim)

"felsefe yapmak kavramlar yaratmaktır!" kitabın çoğu yerinde karşımıza çıkacak olan mottosu. deleuze felsefe kavramlar yaratmaktır, filozof da kavram yaratandır der. işte bu açıdan leibniz önemlidir ona göre çünkü o en olmayacak gibi kavramların yaratıcısıdır. leibniz muhatabına göre yazar. muhatabının zekasına ilşkin bir tahminde bulunup ifadelerini buna göre şekillendirir. başka bir derste de der ki leibniz in metinlerinden sakınmak gerek, çünkü bu yazılar her zaman belli kesimlere ve hitap edilen kişilere uyarlanmıştır. yani yargılamadan önce kime hitap ediyor acaba burada diye düşünmek gerek. bu açıdan spinoza'dan farklı leibniz, leibniz muhatabına göre yazarken spinoza sadece filozoflar düşünürler için yazıyor; her seviyeye ineceğim diye uğraşmıyor.

kitabın büyük bir kısmında analitik önerme ve sentetik önerme nedir ne değildir diye bahseder. bunun için; (bkz: felsefenin öyküsü/#6563082). (burada immanuel tolstoyevski çok güzel açıklamış, tekrar aynı şeyleri söylemeye gerek yok sanırım)

leibniz deyince akla gelen bir başka şey de muhakkak ki calculus’tur. bu kitapta da 2.dersin sonlarına doğru differential equations for dummies yapılmıştır ki dadından yenmez. diferansiyel hesaplamanın mantığını çok güzel özetlemiştir. kısaca göz atarsak der ki; elimizde bir denklem var ve biz de burdan dx ve dy diye bir şey üretiyoruz, bu dx ve dy ler sonsuz küçük niceliklerdir. yani ne demek bu; dx x ile karşılaştırıldıgında o kadar küçüktür ki x için dx=0 dır. aynı şey y için de geçerli tabi. x'e göre dx=0 dedik ama bakıyoruz ki dx/dy = 0 diyemiyoruz, yani dx, x'e göre bir hiç, dy de y'ye göre bir hiç ama dy/dx bir şey yani ifade edebileceğimiz bir nicelik. normalde y^2 ile x i karşılaştıramazken bu dy/dx oranı bize bu olanağı vermektedir. bu da fiziksel gerçeklik ilke matematiksel hesabın iç içe geçmesini sağlayan şeydir.

özetlersek leibniz üzerine beş ders güzel bir kitaptır. öncelikle leibniz’i tanımak ve sevmek ardından da deleuze ile tanışılmadıysa deleuze’u tanımak ve sevmek için güzel bir fırsattır. deleuze'un bu ders kayıtları kant üzerine dört ders ve spinoza üzerine onbir ders şeklinde devam etmekte. 


(20.10.2008 01:37)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder